Haber

İmamoğlu: Keşke İstanbullulara iyi uykular diyebilseydim

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir televizyon programında “Biz İstanbullular geceleri rahat uyuyabilir miyiz?” “Keşke buradan tüm İstanbullulara iyi uykular diyebilseydim” diye cevap verdi. İmamoğlu, “Bu hızla devam ederse İstanbul’u tamamen yenilemek veya güçlendirmek için 100 yıla ihtiyacımız var” dedi.

Hatay’daki İBB Koordinasyon Merkezi’nden Halk TV’de yayınlanan Şule Aydın programına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bölge izlenimlerini paylaştı. İmamoğlu, İstanbul’da beklenen büyük Marmara depremiyle ilgili atılan adımlarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Antakya’da yaklaşık 35 bin metrekarelik alanda 400-450 kişilik çadırkentin de içinde bulunduğu, Hatay’ın tüm noktaları ile temas halinde, gelen yardımların toplanıp biriktirildiği bir alan kurduklarını belirten İmamoğlu, söz konusu merkezin çok yönlü olduğunu belirterek, “İSKİ birimleri. Mezarlık hizmeti veren birimlerimiz var. Toplamda 2 bin 400’e yakın çalışanımız Hatay’da” dedi.

“Çok zor bir dönem. Bunu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Kayıpların sayısını söylemekten imtina ediyorum” diyen İmamoğlu, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.

Diğer bölgelere de ellerinden geldiğince katkı sağlamaya çalıştıklarını belirten İmamoğlu, “Hataylı hemşehrilerimizin yanında olmanın gayreti içindeyiz.”

Gazeteci Barış Pehlivan, beklenen büyük Marmara depremini hatırlatarak, “Biz İstanbullular geceleri rahat uyuyabilir miyiz?” İmamoğlu, “Keşke buradan tüm İstanbullulara geceleri iyi uyumalarını söyleyebilseydim” yanıtını verdi. İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul 99 depremle derinden hissedildi ve yaşandı. O andaki prestijiyle şimdi 23-24 yaşına giriyor, bu yıl Ağustos’ta 24. Yıl olacak. Depremin İstanbul için ne ifade ettiğini 24 yıldır biliyor. , o günden bu yana atılan adımlar, çizilen yol haritaları Bugün gelinen noktada gelir gelmez ilk yaptığımız şeylerden biri mevcut deprem raporlarını yani İBB’nin yaptığı raporları incelemek, yeniden analiz etmek. buradaki tespitleri ve bunun üzerinden İstanbul’a nasıl bir yol haritası çizebileceğimizi ve bunu bir gelecek stratejisi olarak sunabileceğimizi düşünüyorum.Sağlam bir deprem çalıştayı yaptığımızı düşünüyorum.Ortak masa toplantıları ile analizlerimizi yoğunlaştırdık.

‘İSTANBUL’U GÜÇLENDİRMEK VEYA YENİLEMEYİ TAMAMLAMAK İÇİN 100 YILA İHTİYACIMIZ VAR’

İstanbul’un maalesef 21 yıldır hak ettiği şekilde gelişmediği kanaatine vardık. Bu hızla devam ederse İstanbul’u tamamen yenilemek veya güçlendirmek için 100 yıla ihtiyacımız var. 100 yıl sonra İstanbul’un yeniden inşa edilmesi gereken birçok noktası olacak. 90 binden fazla yüksek hasarlı ve yıkılmak üzere olan bina olduğu iddiasını kamuoyu ile paylaştık. Bu konudaki arayışımız devam etti.

Yürütülen kentsel dönüşüm projelerinde tamamen siyaset üstü hareket etmeyi ve birbirimize destek olmayı öngören açıklamalarla hareket ettik. Günün sonunda yapılan planlar vb. adımlar attık. Ama şunu söylemek zorundayım. Attığımız her adımda bile çıktığımız yol, uzunluk değil, istediğimiz bir yoldur. Bakanlıkla yaptığım toplantı ve sunumlarda 90 bin yapının güçlendirilmesi veya yenilenmesi gereken İstanbul’un bir seferberliğe ihtiyacı olduğunu ilettim. İstanbul’daki beyin sarsıntısı sorununu tek merkezden, tek çatı, heyet, heyet olarak yönetmenin kural olduğunu, bunun tüm taraflarının orada olması gerektiğini, bakanlığın bu işe öncülük etmesi gerektiğini söyledim ama bu yüz bizi başarıya götür. Herkesin dahil olması gereken o süreci sağlayamadık.

Vatandaşlarımızın da bazı reflekslerini rehabilite etmesi gerekiyor. “İstediğimi kazanamıyorum” imzasını atarak bir binanın tadilatına engel olan vatandaşlarımız bunun kira sorunu olmadığını anlamalıdır. Hızlı hareket etmeliyiz. Depremin ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Bugünü yok, yarını yok. Bu an var. Böyle başlamamız gerekiyor. Bir iki hafta içinde elimizdeki envanterle ne yapmamız gerektiğini siyaset dışı bir tavırla planımızı tekrarlayarak anlatacağız.

‘BİNALARI KENDİMİZ İÇİN DEĞİL, TABUTU YAPIYORUZ’

İnsanımızın kaybının altında yatan sorun felaketin boyutu değil. Sorun şu ki, kendimiz için binalar yapmadık, tabutlar yaptık. Bugün bunun acısını yaşıyoruz. Aslında teknoloji ile yapılan hiçbir bina insanın hayatına mal olmaz, muhtemelen zarar görür ama hayatına mal olmaz.”

İmamoğlu, “Bugüne kadar Kanal İstanbul yerine sarsıntıyı konuşsaydık çok yol kat ettik. Zamanımızı çalan o kadar çok kötü kavram var ki bunlarla baş etmek zorundayız. Bu şehri güçlü kılmak zorundayız. ,” ekledi. (HABER MERKEZİ)

kelkithaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu